KURUMSAL
SON DUYURULAR

5 Nisan Dünya Avukatlar Günü Münasebetiyle
05 Nisan 2025
LAİK, DEMOKRAT, MODERN VE AYDIN İNSANLAR NEDEN CHP'DEN UZAK DURMALI
01 Nisan 2025
Dernek başkanı Hatice BOZDEMİR " Devletimizin Yanındayız" mesajı
26 Mart 2025
Ali AKBAŞ' ın Tarih Kitabı Çok Yakında Basılıyor
26 Mart 2025
Telegram Kitap Kanalımız
07 Şubat 2025
Kadir Mısıroğlu (1933 – 6 Mayıs 2019), ömrünü tarihî hakikatleri ortaya koymaya ve geleneksel değerleri savunmaya adamış bir mütefekkir, yazar ve hukukçuydu. Onun hayatı; inanç, azim ve samimiyet temelleri üzerine yükselen bir mücadele hikâyesi olarak değerlendirilebilir. Özellikle Osmanlı tarihi ve İslam medeniyetiyle ilgili çalışmaları sayesinde geniş bir okur kitlesine ulaşmış, aynı zamanda toplumsal meselelere dair cesur çıkışlarıyla da dikkat çekmiştir.
Erken Dönem ve Eğitim
-
Doğum ve Ailesi: 1933 yılında Trabzon’un Akçaabat ilçesinde dünyaya gelen Kadir Mısıroğlu, köklü ve geleneklerine bağlı bir aile ortamında yetişti. Küçük yaşlardan itibaren tarihi vakalar, dinî ve millî değerler konusuna meraklı olması, onun ilerleyen dönemdeki çalışmalarının ilk işaretlerini verdi.
-
Eğitimi: İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Mısıroğlu, akademik hayatı süresince de tarih ve dinî ilimlere özel ilgi göstermeye devam etti. Kendisini geliştirmek için farklı kaynakları incelemekten ve araştırmaktan geri durmadı. Hukuk tahsili alması, ileride kaleme alacağı tarihî ve siyasi meselelere dair metinlerde de disiplinli, analitik bir bakış açısı kazandırdı.
Yazarlık ve Yayıncılık Faaliyetleri
-
Dergicilik Faaliyetleri: Kadir Mısıroğlu, düşüncelerini toplumla en etkin biçimde paylaşabilmek için yayıncılık sektörüne girdi. Kurucusu olduğu Sebil Dergisi, dönemin zorlu şartlarına rağmen İslami ve millî değerlere sahip çıkan yazılarıyla büyük yankı uyandırdı. Sebil, Mısıroğlu’nun fikir dünyasını daha geniş kitlelere aktarırken genç nesillerin de ilgisini çekti.
-
Tarihî Eserleri ve Yaklaşımları: Mısıroğlu, Osmanlı İmparatorluğu’nu ve Cumhuriyet’in ilk dönemlerini kendine özgü bir üslupla ele aldı. Onun en bilinen eserlerinden “Lozan Zafer mi Hezimet mi?”, yalnızca bir kitap değil, aynı zamanda resmî tarih anlatılarına eleştirel bir bakış sunarak birçok kişiyi tarihî gerçekleri derinlemesine sorgulamaya sevk eden bir çalışmaydı. Bu ve benzeri kitaplarında öne çıkan temel husus, “millî ve manevî değerlerin korunması” inancına duyduğu sarsılmaz bağlılıktı.
-
Osmanlı’ya Bakışı: Kadir Mısıroğlu’nun eserlerindeki en güçlü tema, Osmanlı Devleti’nin büyük mirasını, örnek alınması gereken bir medeniyet modeli olarak görmesiydi. Ona göre Osmanlı, sadece bir devlet değil; aynı zamanda İslami hassasiyetlere dayanarak inşa edilen ve asırlardır farklı coğrafyalarda barış içinde varlığını sürdüren bir nizamdı. İşte bu bakış, onu geleneklerine ve dinine sadık kalmak isteyen geniş kitlelerle buluşturdu.
Düşünce Dünyası ve Mücadelesi
-
İslami ve Millî Hassasiyet: Mısıroğlu, eserlerinde ve konuşmalarında, inancın toplumsal hayatta oynadığı büyük role sıkça vurgu yapardı. Ona göre, tarihî ve sosyal olayları kavramanın yolu, millî kimliğe ve inanca sahip çıkmaktan geçiyordu.
-
Cesur ve Ödünsüz Tavrı: Kendisine yönelen eleştiri ve baskılara rağmen görüşlerini ödünsüz bir şekilde savunması, onu sevenlerin gözünde ayrı bir saygınlık kazandırdı. Birçok kişi, Mısıroğlu’nu “yalnızca doğruları söylemekten çekinmeyen” cesur bir aydın olarak gördü.
-
Gençlere Yönelik Çalışmaları: Kurduğu vakıflar ve dernekler aracılığıyla düzenlediği konferanslar, seminerler ve yayınlar, özellikle gençler arasında ilgi uyandırdı. Onlara tarih bilincini kazandırmak ve dinî hassasiyetleri aşılamak için yürüttüğü faaliyetler, yeni nesillerin de onun fikirleriyle tanışmasına vesile oldu.
Özel Hayatı ve Mirası
-
Aile ve Hayat Anlayışı: Aile kurumunun önemine sıkça değinen Mısıroğlu, samimi ve içten üslubuyla ev hayatında da misafirperver ve diyalog yanlısı bir kişilik olarak tanınırdı.
-
Vefatı ve Bıraktığı İz: Kadir Mısıroğlu, uzun süren bir rahatsızlığın ardından 6 Mayıs 2019’da İstanbul’da ahirete irtihal etti. Onun cenazesi, sevenlerinin ve talebelerinin yoğun katılımıyla son yolculuğuna uğurlandı. Ardında bıraktığı eserler ve fikirler, Türkiye’de geleneksel değerlere ve Osmanlı mirasına sahip çıkmak isteyen çok sayıda insan için yol gösterici bir kaynak olmayı sürdürüyor.